22 Ocak 2014 Çarşamba

2014 YILI MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM

Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde hiçbir yıl hatırlamıyorum ki ülke ekonomisi için gelecek bu kadar muğlak olsun, ekonomistler ve sanayiciler gelecek projeksiyonları yapmada bu kadar sıkıntı çeksin. Siyasi belirsizliklerin fiyatlanlamaya başlandığı, bunun yanında sosyal huzursuzluğun arttığı ülkemizde 2014 yılının  zorlu geçeceğini söylesek pek de yanlış olmaz herhalde. İçeride oluşan bu belirsizlik ortamının yanında, ABD tarafında uygulanan niceliksel genişlemede aylık tahvil alım miktarında giderek azalmaya gidilmesi, Avrupa tarafında perry-ferry ülkelerin yüklü miktardaki kamu borç stokunun vadesi yaklaşması dış ekonomik gelişmeler açısından olumsuz bir tablo çizmektedir. 




Türkiye açısından 2014 yılının ekonomik projeksiyonunu yapabilmek için değerlendirmeye 2013 yılı Mayıs ayı sonunda patlak veren gezi olaylarından başlamak gerekir. Mayıs ayı sonuna kadar gayet başarılı bir tablo çizen ülke ekonomimiz sosyal huzursuzluktan kaynaklı gezi olayları ve akabinde FED' in niceliksel genişlemede azaltmaya gitmesiyle oldukca kotu sinyaller vermeye basladi. Politik risklerin fiyatlanmaya başlaması ile birlikte Çift haneli faizleri ve borsa değer kayıplarini, döviz kurlarındaki yüselmeyi ve dalgalanmayi konusur olduk. 2014 yılı ocak ayı sonlarına yaklaştığımız şu günlerde Dolar 2.25 ' e , Euro 3.03' e ulaştı. Merkez Bankasının özellikle Aralık ve Ocak aylarında yoğunlaştırdığı döviz satım ihaleleri kur üzerinde hiçbir etki yapmazken, yabancı yatırımcılar Türkiye' den çıkışını devam ettirdi. Yüksek kur değerlerinde TL' den dövize dönerek ülkeden çıkmak yabancı yatırımcıyı zarar ettireceğinden kısa vadeli çıkışlar sınırlı düzeyde kaldı. 


Yurdışına baktığımızda, FED tarafında süregelen niceliksel genişlemenin teorik olarak ABD ekonomisine zarar vereceğini düşünmüş olsak dahi, şu an için ABD ekonomisi yararına çalıştığını söylememiz yanlış olmaz. Daha önceki niceliksel genişlemelerde olduğu gibi quantitive easy 3' de  de piyasaya enjekte edilen para reel  ekonomiye aktarılmadı.Kolay para kazanmanın alışkanlık halini aldığı dünyamızda QE3 ile piyasaya enjekte edilen fazla para ABD ve gelişmekte olan ülke piyasalarına aktı. bu para girişleri borsa endeksleindeki yükseliş olarak kendini gösterdi. Gelişmekte olan ülke piyasaları yüksek mablağlı yabancı sermeyesi girişleri sonrası bu paraların olası çıkışlarına karşı oldukça kırılgan hale geldi. Doların (gelişmekte olan piyasa para birimleri dışındaki) majör paralara karşı değer kaybetmesi ABD' ye ihracat avantajı sağlarken dış ticaret açığının önemli ölçüde kapanmasını sağladı. Uzun vadede ABD ekonomisini yabancı yatırımcılar açısından daha güvenilir hale getirdi. Bunun yanında Mayıs ayında niceliksel genişleme kapsamında tahvil alımında 10 milyar dolarlık azaltmaya gitmenin etkisini başta REEL ve TL olmak üzere bütün gelişmekte olan ülke para birimleri gördü. TL ve REEL dolar karşısında yaklaşık 30% değer kaybetti. İlk bakışta gelişmekte olan ülke ekonomilerinde kendi para birimlerinin majör para birimleri karşısında değerinin düşmesi ihracat avantajı elde etmede lehine gibi gözükse de yeterli üretim altyapısı ve global düzeyde tanınan markası olmaması nedeniyle gelişmekte olan ülke ekonomilerinin aleyhine olmaktadır. Para birimlerinde yaşanan bu değer kaybının yanısıra kur değerlerinin belirli bir raya oturmaması da özel sektörün sık sık fiyat değişikliklerine gitmesine neden oldu. Bu da iç talebin daralmasına ve belirsizleşmesine yol açarak özel sektörün yol haritalarını sürekli değiştirmesine ve bütçelerini sıs sık revize etmelerine neden omaktadır.


Avrupa kanadında ise özellikle Portekiz, İzlanda, İspanya, Yunanistan gibi kıyı kesimi ülkelerin kamu ve özel sektör borç vadelerinin yaklaşması önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa' nın sorunlu çocuklarının 2014 yılında bu borçlarını çevirip çeviremeyeeğini hep birlikte göreceğiz.



Bütün bu beklentiler ışığında 2014 yılının ülkemiz açısında zorlu geçeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Son 7 yıldır süregelen istikrarlı büyüme özellikle iç talepteki daralma nedeniyle aşağı yönlü baskılanacaktır.  2014 Nisan sonunda Fed politikalarının etkisi ve politik riskler ile birlikte EUR/TL' nin 3,17 USD/TL' nin 2,42 civarında dengeleneceği tahmininde bulunmamız pek de yanlış olmaz.

_____________________________________ZEKERİYA BİLDİK_____________________________________

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder