2 Ağustos 2013 Cuma

A.B.D. Büyüme Verisi-Buz Dağının Görünmeyen Yüzü



Buz Dağının Görünmeyen Yüzü
FED başkanı Ben Bernanke 22 Mayıs' ta yaptığı konuşmada her ay 85 Milyar dolarlık tahvil alım programında azalmaya gidebileceği sinyalini verirken küresel piyasalarda yüksek volatiliteli dönem başlamış, özellikle gelişmekte olan piyasalardan sıcak paranın ABD' ye akışı hızlanmıştı. 2011 yılından beri 3. dönemi ha şimdi başlayacak ha başlıyordu denilerek beklenen niceliksel genişleme beklenen ekonomik canlanmayı gerçekleştirmiş miydi? Niçin Ekonomi kulislerinde niceliksel genişlemenin sona ermesi gerektiğine yönelik söylemler iyice ayyuka çıkmıştı. ABD ' nin amacına hizmet ettiği gözükmekle birlikte tüm dünyada yüksek likidite kaynaklı enflasyon oluşmasına, ABD' nin ihracatını arttırırken, rakip ülkelerin pazar paylarındaki daralmadan kaynaklı işsizlik artışına ve varlık fiyatları artışına neden olduğu aşikardı. Her ne kadar A.B.D. ekonomisinin düzelmesinde faydalı olacağı düşülse de niceliksel genişlemenin beklenen canlanmayı yaratmadığı görüldü. Geçen ay açıklanan işsizlik oranının halen 7,6 %' larda seyretmesi PMI endekslerinde yeteri yükselmenin görülmemesi Sam Amca' da da işlerin yeterinde iyi gitmediğini gösteriyordu. 


 


Peki böyle bir ortamda ne oldu da ilk çeyrekte 1,8% büyüyen ve son aylarda gelen veriler doğrultusunda 2013 yılı ikinci çeyreğinde 1,1% büyüyeceği tahmin edilen  Küresel Ekonominin amiral gemisi  1,7% ' lik ikinci çeyrek büyümesi açıkladı.  Bu kadar ekonomistin gelen veriler ve piyasanın analizi doğrultusunda bekledikleri büyüme rakamından yaklaşık olarak 55% sapmış olmaları doğal mıydı ?,Bu tip soru işaretleri oluştuğunda sonuca ulaşmak için ne iyi yöntem şeytanın avukatlığını yapmak oluyor sanırım; ABD Ekonomik Araştırmalar Bürosunun GSYH hesaplaması ile ilgili 26.07.2013'de yapmış olduğu açıklamayı hatırlıyoruz: GSYH hesaplanmasında yeni bir hesaplama yönteminin benimsendiğini ve bu hesaplama yönteminin değiştirilmesinin 5 yılda bir gerçekleşen rutin bir operasyon olduğu belirtilmişti. A.B.D. gayri safi yurtiçi hasılasını bir anda yaklaşık olarak 3%/yıllık büyümesine sebep olacak yeni hesaplama yöntemindeki farklılık neydi. (1)  A.B.D. Ticaret  araştırma- geliştirme harcamaları ve film, sanat eserleri gibi her türlü fikri mülkiyet içeren belli bir değeri olan soyut varlıkları bu hesaplamanın içine katıyordu. Büyük Buhran' dan bu yana geçmiş yıllardaki GSYH verileri de revize edilerek dün açıklanan Büyüme rakamıyla birlikte bu veri paket olarak Küresel Piyasaların önüne konuldu.

Hiçbir finans kuruluşundan ABD' nin %1,7' lik büyüme oranının aslında gerçeği yansıtmadığına dair bir yoruma maalesef rastlayamadık. Hazıra alışkın bir toplum olup, önümüze konan her şeyi olduğu gibi kabul etmemizden midir? bilinmez ancak bu veriyi de allayıp pullayıp yorumunu yapmakta geç kalmadık.
Bu büyüme rakamının ülkemiz ve küresel piyasalarda nasıl  algılandığına ve sonuçlarına bir bakalım. ABD tarafında işlerin  yolunda gittiğinin, niceliksel genişlemeye daha fazla gerek  kalmadığının ve ekonominin yavaş yavaş rayına oturduğunun bir göstergesi olarak görülürken, gelişmekte olan ülkeler tarafında ise, niceliksel genişleme ile son 11 aydır ülkelerine giren; borsa yükselişleri ve (yaşanan enflasyon artışı nedeniyle) varlık fiyatlarındaki artış olarak süregelen yalancı baharın sona ereceği endişeleri çoktan yerini aldı. Nitekim büyüme verisi akabinde EUR/TL ve USD/ TL kurlarında 1%' e varan yükselişler yaşandı. Portföy ve tahvil satışları yoluyla çıkışlar hız kazanmaya başladı . Gösterge tahvil faizi biraz da olsa yükseldi. 4,61 %' i gördüğümüz seviyelerin artık orta vadede söz konusu olamayacağına beklentiler arttı. Bu makroekonomik ortamda Reel sektör daha yüksek faiz oranlarından borçlanacak olması özel sektör kanadından büyümeye yeteri katkı yapamayacağı yönünde negatif bir görüntü ortaya koyarken, kurlardaki yükselmenin İhracatı destekleyecek olması ve ithalat vergilerindeki artışın bütçeye artı şekilde yansıyacak olması pozitif etkiler olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim İlk altı aylık verilerde bütçe fazlası bu beklentinin kısmen realize olduğunu göstermektedir. Ancak önümüzdeki dönem yeterli büyüme oranının yakalanması konusunda Türkiye' yi çok önemli bir sınav beklemektedir.             

ABD' nin GSYH hesaplama metodunda yaptığı değişiklik

ABD Ekonomik Analiz Bürosu Direktörü Steve Landefeld geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada giderek daha fazla bilgiye dayalı bir ekonomide yaşarken fikri mülkiyetlerin ve soyut eserlerin de milli gelir hesaplama metoduna katılacağını belirtmişti. Bunun akabinde 31.07.2013 Çarşamba günü açıklanan 2. çeyrek büyüme rakamında Landefeld' in açıklaması doğrultusunda 1929 yılından itibaren milli gelirlerin yeniden hesaplandığını ve bu hesaplamanın A.B.D. 2. çeyrek büyüme verisinde kullanıldığını gördük. Yeni yöntemde hangi kalemlerin dahil edildiğini ve GSYH bileşenlerinin değişimi konusunda  Ekonomik araştırmalar bürosunun web sitesinde  (http://www.bea.gov/newsreleases/national/gdp/gdpnewsrelease.htm) detaylı bilgi verildi.


Buradaki verilere baktığımızda araştırma-geliştirme harcamaları, yazılım, eğlence ürünleri, film, edebi-sanat eserleri gibi harcama ve entelektüel sermaye bileşenlerinin  artık "Real Nonresidental  Fixed investment" kalemi altına dahil edildiğini görüyoruz. Peki 1929 yılından itibaren yeniden hesaplanan GSYH' da bu varlıkların hangi yıllar milli gelirine ekleneceğine nasıl karar verilmişti. Bu varlıkların çoğu 2013 2. çeyreğine kaydedilerek büyüme rakamı şişirilmiş olabilir miydi?



Bu sorunun cevabını bulmak için ABD' nin GSYH bileşenlerine, bunların 2013 1. çeyrek ve 2. çeyrek değişimlerine bakalım.





Yukarıdaki tabloda "Real Nonresidental  Fixed investment" kaleminin ilk çeyrekteki 4,6%' lik daralmadan ikinci çeyrekte 4,6%' lik bir büyümeye geçmesi dikkatimizi çeken ilk nokta oluyor. Hatırlarsak yeni hesaplama yönteminde  araştırma-geliştirme harcamaları, yazılım, eğlence ürünleri, film, edebi ve sanat eserleri gibi bileşenlerin artık "Real Nonresidental  Fixed investment" kalemi altına dahil edildiğini söylemiştik. Bu da bize 2. çeyrek büyüme rakamının şişirilmesine yönelik şüphemizde haklı olabileceğimizi göstermektedir.

Dünya Bankası verilerine göre son 4 yılda "Real Nonresidental Fixed İnvestment" kalemi ABD büyümesinde ortalama 15,5%' lik bir paya sahip.

Buradan haraketle %15,5' lik bir etkiye sahip değişkende yaşanan (-4,6%' dan +4,6%' ya) 9,2 %' lik bir değişikliğin (iyimser bir beklentiyle) yalnızca %60' inin spekülatif olarak Entelekktüel sermaye bileşenlerinin bu çeyreğe ilave edilmesinden kaynaklandığını düşünürsek,
A.B.D. ekonomisi 2. çeyrekte  1,7% değil yaklaşık olarak 0,8% büyümüştür.



(1) http://www.cnbce.com/haberler/dis-haber/abd-bir-belcika-ekonomisi-kadar-büyüyecek




**********************************************ZEKERİYA BİLDİK**********************************************


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder